19 Mayıs 2017 Cuma

Kaza Namazlarına Dair Her Şey

KAZA BORCU VARKEN 
NAFİLE İBADET YAPMAK

Farzlara önem verip, tembellikle yapmayanın imanı gitmez, fakat bir farzı yapmayan Müslüman, iki büyük günaha girer:
Birincisi, o farzın vaktini ibadetsiz geçirmek, yani farzı geciktirmek günahıdır. Bunun affolması için tevbe etmek, yani pişman olmak gerekir.
İkincisi, bu farzı terk etmek günahıdır. Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek gerekir. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur. Kaza geciktikçe, günahlar, katlanarak artar, sayılamayacak kadar çoğalır. Hadis-i şerifte, (Bir namazı, bilerek, özürsüz kılmayan, seksen hukbe [1 hukbe=80 yıl] Cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. Bu müthiş günahların altından kurtulabilmek için, farz namazları bir an önce kaza etmek gerekir. (Tergibüs salat)

İbni Nüceym hazretleri buyuruyor ki:
Farz namazları vaktinden sonraya bırakmak büyük günah olup, ancak tevbe etmekle affolur. Tevbe ederken, kılmadığı namazları kaza etmesi gerekir. Kaza etmeye gücü varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebâir ve segâir)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Farzın yanında nafileler kıymetsizdir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir. Melun şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük gösteriyor, nafileyi teşvik ediyor. Hâlbuki bir altın zekât vermek, yüz bin altın sadaka vermekten daha sevabdır. (Çünkü zekât farz, sadaka nafiledir.) [Mektubat-ı Rabbani 1/29, 1/260, 3/17]

Büyük zatlar, “Denizi bırakıp damlanın peşinde koşmak, ahmaklıktır.” buyuruyor. Hangi farz olursa olsun önce kaza borçlarımızı ödemeye çalışmalıyız.

Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz. [Dürretül fahire]
Farzı kılma imkânı varken tehir ederek (geciktirerek) nafile ile meşgul olunca, farzı tehir (geciktirme) günahı büyük olur. Bu günahtan azıcık nafile sevabı çıkarılınca yine ortada büyük günah kalmaktadır. Onun için Peygamber efendimiz, nafilesi kabul olmaz buyurmuştur.

Seyyid Abdülkadir-i Geylânî hazretleri buyurdu ki: “Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz” hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafileyle meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, alacaklıya borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise onun kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan, kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m. 48

Farz borcu olanın nafileyle meşgul olması, farzı tehir ettiğinden dolayı günahtır. Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Farz namaz borcu olanın nâfile kılması, doğumu yaklaşmışken, çocuğunu düşüren hâmileye benzer. Artık bu kadına, hâmile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü Teâlâ, onun nâfile namazlarını kabul etmez. [Zahire-i Fıkh, Fütuhul gayb m. 48] 

Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e yaptığı vasiyette buyurdu ki:
Allah’ın gece yapman gereken hakkını gündüz yapsan ve gündüz yapman gerekeni de gece yapsan kabul etmez. Üzerine farz olan ibadetleri ödemeden nafile ibadetini kabul etmez. (Kitab-ül Harac)

Hiç kazası olmayanın da kaza namazı kılması caizdir. (Reddül muhtar, Hindiyye)

Borcu varken verilen sadaka kabul olmaz. [Buhari]
Borcu ödemek farzdır. Sadaka vermek nafiledir. Farz borcunu geciktirmek de günahtır. Bu bakımdan verdiği sadakanın sevabı, geciktirme günahını affettiremediği, denizde damla olduğu için kabul olmaz buyurulmuştur.

Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e verdiği öğütte, “Allahü Teâlâ, farz borçlarını ödemedikçe, o farzla ilgili nâfileleri kabul etmez” buyuruyor. Mesela zekât vermiyorsa, sadakaları ve para ile ilgili nâfile olan bütün hayır ve hasenatı kabul olmuyor. Bir hadis-i şerif: “Borcu varken verilen sadaka kabul olmaz.” [Buharî] (Taksitli borçlar buna dâhil değildir.)

Oruç Borcu Varken Nafile Oruç Tutmak
Mesela bir kimse farz olan ramazan orucunu tutmayıp, hep nâfile oruç tutarsa veya ramazan ayları gelip geçtiği hâlde kazalarını ödemeyip nâfile oruç tutarsa, kazalarını ödemedikçe bunlara sevab verilmez. Başka bir hadis-i şerif de şöyledir: “Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl kaza orucu tutsa, o bir günkü sevaba kavuşamaz.” [Tirmizî]
Farz orucu kaza ediyor, oruç borcundan kurtuluyor, ama farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Hatta ömür boyu nafile oruç tutsa da, bir farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Farzın ne kadar önemli olduğunu bu hadis-i şerif açıkça bildiriyor.

Sadece geçen seneden kalma oruç borcu varsa, ramazana kadar nâfile oruç tutabilir. Kaza borcunu ödemeden bir ramazan geçerse, oruç kazalarını ödemeden nâfile oruçlarına sevab verilmez. Çünkü farzın önemi büyüktür. Önce farzları yapmaya çalışmalı.

FARZLARIN ÖNEMİ HAKKINDA HADİSİ ŞERİFLER

En üstün cihad, farzları edadır. [Taberanî]
Eda: Bir ibadeti vaktinde yapmak
Kaza: Bir ibadeti vakti çıktıktan sonra yapmak
İade: Herhangi bir sebeple geçersiz olan bir ibadeti vakti içerisinde tekrardan yapmaktır.

Herkes nâfileyle meşgulken, sen farzları yapmaya çalış! [Miftahün necat]

Allahü Teâlâ, “Farzla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz” buyurdu. [Buhari, Beyheki, Uyun-ül besair]
Yani Allahü Teâlâ'nın rızasına kavuşmak için, önce farzları eda etmek şarttır.

En üstün amel, cihaddır. En üstün cihad, farzları ifa etmektir (yerine getirmektir.) [İ. Ahmed, Taberani]

Allah katında en üstün amel, vaktinde kılınan farz namazdır. [Müslim, Ebu Davud]

En üstün amel, farz namazdan sonra zekâttır.
[Taberani]

Ya Fâtıma, önce Rabbinin farzını yerine getir. [Ebu Davud]
Önce farzın ifası emrediliyor. Önce sünnet ve nafile denmiyor.

Kıyamette işlediği farzlarla içi dolu olana müjdeler olsun. [Deylemi]

Cihad için atılan adımla bir farzı ifa (yerine getirmek) için atılan adımdan daha üstünü yoktur. [Tirmizi]

Allahü Teâlâ buyurdu ki: Beş vakit farz namazı, şartlarına uyarak, vaktinde kılanı cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm yoktur. [İ. Mace, Ebu Davud]

Allahü Teâlâ’nın sana farz kıldığı şeyleri eda et ki, insanların en âbidi olasın. [İ. Adiy] Çok nafile ibadet eden değil, farzları aksatmayan, insanların en çok ibadet edeni oluyor.

Saçları dağınık biri gelip, Rasülullâh efendimize bazı sorular sordu:
— İslam nedir?
— Birincisi, günde beş vakit namaz kılmak...
— Beşten fazla bir namaz yok mu?
— Hayır, yoktur, ama isteyen nafile namaz kılabilir. Bir de Ramazan orucu var.
— Bundan başka oruç yok mu?
— Farz olarak yok. İsteyen nafile oruç tutabilir. Bir de zekât vardır.
— Bundan fazlası var mıdır?
— Hayır yoktur. İsteyen nafile olarak sadaka verebilir.
Adam, (Vallahi, farzlardan ne fazla, ne de eksik yaparım) diyerek çekip gitti. Rasülullâh buyurdu ki: “Bu, sözünde durursa, kurtuluşa erdi.” [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]
İslam âlimleri bu hadis-i şerifleri delil getirip, sünnet ve nafile kılmayanların ahirette ceza görmeyeceğini, sadece sevabından mahrum kalacağını bildirmişlerdir. 

Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan Teheccüd namazıdır. [Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
Bir kimse, çok kıymetli bir sünnet olan Teheccüd namazını ömründe hiç kılmasa ahirette hiçbir ceza verilmez, sadece sevabından mahrum kalır, ama bir farzı terkin cezası çok büyüktür.

İlim ehlinin söz birliği 
İsmail Hakkı Bursevî hazretleri, Ruhul beyân tefsirinde özetle diyor ki: En'am suresinin 160. Ayetinde, “Bir iyilik yapana on katı sevap verilir; bir kötülük ise ancak misli ile [bire bir] cezalandırılır; kimseye haksızlık yapılmaz.” buyuruluyor. Bu. Allahü Teâlâ’nın Müslümanlara bir lutfüdür. Gayri Müslimlerin iyiliklerine sevap verilmez. Onlara, önce iman etmek farzdır. İmansız olarak yapılan iyiliğin ahirette faydası olmaz. Regâib ameller, revâtib amellerden efdal (faziletli) değildir. [Nafileler revâtib ve regâib olarak ikiye ayrılır. Revâtib, farzlardan önce veya sonra kılınan sünnetlerdir. Regâib ise dııha, evvabin ve teheccüd gibi diğer nafilelerdir.] Mesela hadis-i şerifte, “12 rekât kuşluk namazı kılana Allahü Teâlâ cennette altından köşk ihsan eder.” buyuruluyor. Hâlbuki öğlenin sünneti kuşluk namazından üstündür. Yine hadis-i şeritte, "Akşamla yatsı arasında altı rekât [evvâbin] kılana Allahü Teâlâ 12 yıllık ibadet yazar." buyuruluyor. Hâlbuki akşam namazının sünneti ondan daha faziletlidir. Böyle örnekler çoktur. Regâib nafilelerin ecirleri, sevapları bildirilmemiş olan revâtib sünnetlerden efdal (faziletli) değildir. Ehli ilim ittifak etti [âlimler sözbirliği ile bildirdiler] ki, regâib ve revâtib ameller ile vâcibler, sevapta, hükümde ve üstünlükte farza ulaşamaz Sünnetler, farzların eksiklerini tamamlar. Nafileler ise sünnetlerin eksiklerini tamamlar. Hiçbir nafile ile farz borcu ödenmiş olmaz. Bazı avâmın [câhillerin] iddia ettiği gibi farzı bırakıp da nafile ile uğraşmalarının, mesela, evvâbin namazının kazaların yerine geçeceğini iddia etmelerinin dinde yeri yoktur. (Ruhul beyân 3/127)

KAZA BORCU OLAN SÜNNET VEYA NAFİLE KILABİLİR Mİ?
Yazı eklenecektir, düzenlenecek inşaAllah
KAZA NAMAZI NASIL HESAPLANIR?
Yazı eklenecektir, düzenlenecek inşaAllah
KAZA NAMAZI NASIL KILINIR?
Yazı eklenecektir, düzenlenecek inşaAllah

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder