1 Mayıs 2017 Pazartesi

Sihir, Büyü, Nazar Ve Cinlere Dair Bilgiler

BÜYÜ, SİHİR VE NAZAR ARASINDAKİ FARKLAR VE KORUNMA YOLLARI

Bir çok arkadaşımız bizlere büyü, sihir, ve nazar hakkında sorular soruyor, kulaktan dolma bilgiler ile hareket ettiklerini anlatıyorlar. Bu yazımda sizlere büyü, sihir, ve nazar arasındaki farkları, tedavilerini ve hadislerle bilgilendirmeye çalışacağım.
Öncelikle büyü konusunu ele alalım. Malum olduğu üzere bir çok büyü çeşidi vardır. Bunlardan bir kısmı öldürücü olmakla birlikte kişiyi manen ve bedenen menfii sonuçlar içinde bırakmaktadır. Büyü gerçekte vardır ve yapılmaktadır. Ancak dinimizde bunun hükmü yoktur. Ve şu yada bu ayetle büyü yapılmaz. Bazı hoca sıfatı ile maalesef ülkemizde var olan kişiler bir kağıda yazdıkları bir takım arapça kelimeler ve ayetler ile büyü yaptığını iddia etmektedir. Oysa büyü şeytan işidir ve cinler ile yapılmaktadır. Hiç bir ayet bir cin hükmü ile gerçekleştirilemez. Cinlere verilen diyet ve imkanlar ile kişilere büyü yapılır ve etkileri korkutucudur.
Diğer bir konu ise sihir. Sihir adındanda belli olduğu gibi efsun anlamına gelir. Aklımızın neredeyse ermediği bir yanıltsamadır. Buna örnek olarak ilizyonların yaptığı gösterilere örnek vermekte mümkün olabilir. Başka bir örnekte ise taha suresi 66. ayeti kerimesinde ''Kale bel elkü fe iza hibaluhum ve ısıyyuhum yuhayyelu ileyhi min sıhrihim enneha tesa'' Yani ''Musa dedi ki: Hayır, siz atın. Bir de ne görsün onların ipleri ve değnekleri, yaptıkları sihirden ötürü kendisine sanki yürüyorlarmış gibi geldi.'' Burada da sanki yürüyorlarmış gibi geldi demektedir. Yani kişilere bu şekilde gösterilmiş esasında yanıltsama yapılmış. Yani göz yanılmasından ibarettir. Diğer manada sihir yine şeytanlarla yapılan işlemlerde kişinin gözlerini bağlamak onlara belli belirsiz görüntüler vererek olmayanı oldu gibi göstermektir. Sihir ve bir takım işlemler için falcılara gitmek onların sözlerine inanmak haramdır caiz değildir. Falcıların büyü, sihir yapılarak isteklere cevap vereceğiz sözleri ve yaptıkları işlemler ve dahi yaptırımlara uymak kişiyi ancak cehenneme odun yapar. Zira peygamber efendimizin çok açık hükümleri vardır. '' Her kim bir falcıya ve kahine gider de onun söylediklerini tasdik ederse Muhammede indirileni inkar etmiş olur'' buyurmuştur. Yine hadiste '' Her kim bir falcıya ve kahine gider onun söylediklerini tasdik ederse onun kırk gece namazı kabul olmaz '' buyurmuştur.
Son olarak nazar konusunu ele alalım. Nazar muhakkak ki haktır, ve vardır. Nazar haset edenin gözünün değmesi ile'de yorumlanabilir. Bazı insanların gözü değer ve kişiye zarar verebilir. Göz değmesi, nazar öyleki bir fili dahi haset ile bakıldığında yada söylendiğinde devirebilir. İnsanın kötü nefsini hayret içinde bir başka şeye taktığı anda nazar, göz değmesi olur. Hz. Aişe validemiz  '' Resülullah bana nazar edildiğinde rukye  yapmamı emrederdi'' demiştir. Ayrıca yine peygamber efendimiz bir hadisinde '' Göz değmesi haktır. Eğer kaderi geçecek bir şey olsaydı onu göz değmesi geçerdi. Size yıkanmanız söylendiğinde yıkanın.''buyurmuştur.  '' Ane yeuni'' Yani gözüyle bela açmak anlamına gelir. Nazar etmek, bir başkasına haset etmek haramdır. O halde peygamber efendimizinde buyurduğu gibi hoşumuza giden bir şey için hayır duası etmeliyiz. Bir müslüman diğer bir müslüman kardeşini kıskanmaz ona hasetlenmez kötü söz söylemez. Kardeşi için iyi olana sevinir kötü olana üzülür. Müslüman kardeşi için üzüntü duymayan iman etmiş olmaz. O halde birbirimize  her zaman hayır duası edelim birbirimiz için hayırlı olanı dileyelim inşaALLAH.
Bu üç durumdan korunmak için neler yapmalıyız kısaca bunlarada değinelim. Öncelikle Rahman ve rahim olan ALLAH tealadan şifa, afiyet dilemek ve yarattıklarının şerrinden ALLAH'ın eksiksiz kelimelerine sığınmayı istemektir. Her kim sabah akşam günde 3 defa ''Bismillahillezi la yedurru me’asmihi şeyün fil ardi vela fis sema ve hüves semiul alim.'' Yani ''İsmi sayesinde yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla. O her şeyi duyar ve bilir.'' derse ona o gün hiç bir şey zarar veremez biiznillah. Yine her namazdan sonra Ayet-el kürsi ve gün içinde okumak ve yine yatarken okumakta her türlü şeri defi uzaklaştırır. Yine araf suresi 117-119 ve yunus suresi 79-82. ayetleri okumakta sihri ortadan kaldırır biiznillah. Şayet nazara, göz değmesine uğramış ise bir kimse. Derhal gusletmeli ve guslettiği suyu tekrar üzerine boca etmelidir. Ayrıca nazara uğradığında üzerinde olan elbiselerinide yine bu suya bastırmalıdır. Göz değmesi hafife alınacak bir şey değildir. Zira yüce ALLAH '' Ve in yekadüllezine keferü la yuzligu neke biebsarıhim lemma semi üzzikra ve  yekü lüne innehü la mücnün.Ve ma hüve illa zikrün lil alemin'' yani '' Ey resûlüm Muhammed: O kafirler az kaldı ki  çıkası gözleriyle seni devireceklerdi. Sana çatlatacak gibi çok hain bir bakışla baktılar'' buyurmaktadır. O halde nazar ayetlerimizi okuyalım ve kendimizi koruyalım. Şüphesiz her şeyin en iyisini yüce ALLAH bilir.

                                  Selam ve Dua ile kalın.

SİHİR VE BÜYÜ NASIL ANLAŞILIR?
   Bunun içinde sihir ve büyü şüphesi olanlar şu metodu yapmalıdır. Önce bir bardak suya 101 sefer “La İlahe İlla ente subhaneke inni küntü minez zalimin” okur ve 1 Ayetel Kürsi ve 1 Fatiha suresini okuyup içerse içinde yanma varsa anlayın ki o büyüdendir.

   Başka bir işlemse şudur. 7 adet defne yaprağı üzerine 3 Ayetel Kürsi ve 1 Fatiha okunup, demlenip içilirse o gece rüyanızda eğer büyü varsa çözüldüğünü gösterirler.

   Ama pratik ve hemen olsun derseniz o zaman kişi üzerine Rahman suresi, Cin suresi 1-13 ayetler okunur. Eğer kişide daralma sıkılma olursa onda büyü var demektir.

BENDE CİN VAR DİYE ŞÜPHE EDENLER
   Çok önemli bir metod vermek isterim. Üzerinde sihir, büyü veya cin var diye şüphe duyan insanlara tavsiyem şudur. Bir sabah ezan okunurken bir bardak suya 11 Ayetel Kürsi, 11 Fatiha suresi, 11 Felak -Nas suresi, 11 defa da “La İlahe İlla ente subhaneke inni küntü minez zalimin”, 11 “La havle vela kuvvete illa billah il aliyyil azim” diyerek suya okur ve namazını kıldıktan sonra evinin penceresini açıp gökyüzüne 3 dakika baktıktan sonra niyetini tutup içerse o gün üzerinde o sihrin veya musallat olan vrlıkalrın gittiğini bir saat içinde anlayacaktır.

BÜYÜ BOZMA DUASI

Başında ve sonunda 3 defa Salevât-ı şerîfe olmak üzere;

7 Fâtiha, (her birinin başında besmele var)

7 Âyet-el-kürsî, (her birinin başında besmele var)

7 Kâfirûn sûresi, (her birinin başında besmele var)

7 İhlâs-ı şerîf, (her birinin başında besmele var)

7 Felak ve (her birinin başında besmele var)

7 defa Nâs sûreleri okunur. (her birinin başında besmele var)

Büyü olan kişinin üzerine üflenir. Sonra tekrar okunur; büyülenmiş kimsenin evine, yattığı odaya, bahçeye üflenir. Buna birkaç gün devam edilir. Eğer gerçekten üzerinde büyü var ise kişide bir hafifleme meydana gelir. Buradan büyü olduğu anlaşılır. Ve okumaya devam edilir. Okunduğu hâlde hiçbir değişiklik meydana gelmiyorsa, psikolojik olduğu anlaşılır. Doktora gidilmesi gerekir.

KAYNAK: Tam İlmihal Seadeti Ebediyye kitabı 3 kısımdır. Büyü için okunacaklar, yapılacaklar 3.kısımda anlatılmıştır. 782.sayfada (Sihr) yazısından itibaren okunabilir.(Osman Ünlü Hoca)

BÜYÜYE DAİR BAZI MESELELER
İşinin erbabı Salih Hoca üzerimizdeki cin veya büyü şüphesini nasıl giderebileceğimizi yazdı, verdiği misallerle sahte hocalara karşı uyardı. İşte Salih Memişoğlu’nun o yazısından önemli kesitler:

Eskilerden beri sihirler, büyüler ve cinler vardı ama az ama çok vücudumuza nüfuz ederler biz de onlardan korunmak için belirli metodlar kullanırız. Ama hep kendimiz düşünürüz oysa sihir ve büyüden korunmak için belirli metodlar kullanırız. Ama hep kendimiz düşünürüz. Oysa sihir ve büyüden korunmak için yaptığımız işlemler bizi daha fena yapabilir. Aynen doktora gidersiniz ve doktor size ilaç verir bazen öyle yan tesiri olur ki hasta kendini daha fena hisseder.

   Mesela öyle hastalar olur ki içine bazı varlıklar girer biz de o varlıklardan korunmak için (Ayetl Kürsiyi) okuruz. Oysa hastanın içinden çıkmak isteyen varlık okunan Ayetel Kürsiden dolayı çıkamaz ve hasta kendini yerden yere vurur ağzından köpükler gelerek bayılır. İçindeki cin okunandan zarar gördükçe hasta da çırpınır. İşte burada bilmek lazım.
   Bu tür hastalar üzerine önce Fatiha Suresi, Felak, nas sureleri okunur. (Cezallahü anha Muhammedin Sallallahu Aleyhi ve Sellem) denir ki içinden cin çıksın gitsin.
   Birde o kişin içine giren her hangi bir cin ise ona da hemen zarar vermek doğru değildir. Çünkü onlarda anlamadan yanlış yapabilirler onları uyarırsak ve gerçekten onlarda halis cin ise kendiliğinden çıkıp giderler.

   Başka bir şey daha var ki bir kişi bir hocaya gider benim üzerimde cin var der. Hoca da ona ayet veya halk dilinde muska yazar. İçinde cin suresi yazarsa yine hasta fenalaşır daha kötü hale gelebilir. Bunun için ayetlerden size bir örnek vereyim. Eczanedeki bütün ilaçlar hastalar içindir ama doktorun öngördüğü veya reçetesinde yazdığı ilaçları alırız. Eğer başka ilaçları alırsak zehirlenebiliriz. Bu işte böyledir. Hastanın üzerindeki cinlerle ilgili ve onlarla bağlı ayetler verilir.

   Şimdi günümüzde her yerde bu tür kitaplar vardır. İnsanlarımız onlara bakıp kendilerini daha hasta görüyorlar ve etkileniyorlar.

   Şu metod önemlidir. Bir hasta üzerinde cinlerle ilgili bir şüphe varsa önce doktora gidecek ama kendisi de bir bardak suya Felak-Nas ve Fatiha surelerini okuyup içecek. O kişi kendisinin hal ve hareketlerinden kendisini içinde ne var ne yok anlar.

SAHTE HOCALARA DİKKAT
   Bir gün kadının biri hocaya gidiyor. Hocaya “Bana bende cin var” diyor. Hoca da ona “ben bunu çıkartırım” deyip “idrarını bir bardak suya koy iç, onlar necisten hoşlanır ve giderler” deyip kadına veriyor. O saf diyelim kadıncağız da idrarı içiyor ve mide ağrısı başlıyor. Acile gidiliyor. Doktor ona içtiği idrarın midesini deldiğini söylüyor.

   Bunları hep yaşıyoruz. Bir gün bir evin oğluna cinler musallat olduğunu söylerler ve ben araştırmak üzere o eve giderim. Bir gün önce oğlu ezan okunurken bayılıyor ve eskiden “cinlere mermi atın” derlerdi diyerek adamda silahı çıkarıyor evin tavanına mermi atıyor. Seken mermi yatan oğlunu 20 cm yanındaki vazoya isabet ediyor. Az daha çocuğu kafasından vuruyordu. Bu tür bilinçsiz ve cahil işlerden uzak duralım ne olursa olsun önce doktora götürelim.

   Yine bir gün beni bir eve davet ettiler ve bana: “Hocam evimizdeki bir kız var, bu kız günde 2 sefer bir şeyler görüp bayılıyor.” Onlara önce Nöroloğa gitmelerini söyledim ve doktora gönderdim.  Doktora gittikten sonra bir hocaya gidiyorlar ve hoca da onlara “7 parmaklarından tırnak ve etek tarafından 7 kıl bir parça nohutu ezip bunları ona karıştır sonra onları bir çorbaya ilave ederek yedirin” diyor. Bu sefer kız gerçekten büyüleniyor ve görmeler krizler başlıyor. Tekrar bir hocaya gidiyorlar bu hoca da “necisi necis temizler” diyerek ona “dışkısını yemesini” söylüyor. O da midesi bulana bulana onu da yapıyor. O kız 75 gündür mide bulantısından dolayı yemek yiyemiyor.  Bütün yemeklerden midesi bulanıyor.

   İşte bunlar Allah’ın izin vermediği şeylerdir.

KOCASINI BAĞLAYIM DERKEN
   Bir de acaba bende büyü var mı? Deyip şüpheyle kendine ipler düğüm yapıp içenler veya kocasına düğüm yapıp iç çamaşırına okuyup onu kocasına içirenler.. Onlar kocalarını eve bağlamak için uğraşıyorlar ama ters tepki vereceğini anlamıyorlar. Bunları yaptıktan sonra kocalarına krizler geliyor kadını görmek dahi istemiyorlar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder